Aniden fırladı yatağından... Dışarıdan çığlıklar, bağırışlar ve daha da korkuncu silah sesleri geliyordu ardardına. Neler oluyor anlayamamıştı. Pencereye yaklaşmak için korkuyla bir adım attı ki bir taş camı tuz buz edip odanın orta boşluğunda yuvarlanıp durmuştu. Camın kırılmasıyla kendini yere atan çocuk, taşı olup bitenler hakkında bir fikir edinebilmek için izlemişti belkide... Durana kadar.
Kendini attığı yerden sürünerek köşede duran sandığın yanına gitti. Güç bela (ayağa kalkmadan) sandığı kendine doğru çekti. Derin bir nefes aldı ve tek hamlede sandıkla duvar arasında kalan boşluğa atladı. Uzun zaman dışarıdaki sesleri dinledi... Her çığlık adeta beynine çakılan bir çivi gibi ruhunua işliyordu. Sesler iyice beynini bulandırmıştı ki alçaktan uçan bir uçağın oluşturduğu sarsıntı ve gürültüyle irkildi. Ardından yakına düşen bombayla (daha bombanın patlama sesini bile algılayamadan) bayılıverdi.
Gözünü açtığında endişeli ve bir o kadar da düşünceli bir şekilde boşluğu dinledi. Sesler kesilmişti. Bombanın etkisiyle odanın içinde toz bulutu yavaş yavaş dağılsa da hala çok yoğundu. Öksürdü... Derin sessizliği yırtan öksürük sesiyle pencere kenarına pusmuş adam çocuğa döndü: -Sessiz ol çocuk, geliyorlar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder