Yayına başlayalı 2 ayı geçti. 100'den fazla paylaşım yaptık. Blogumuz daha kaliteli olsun diye titizlikle tasarladık. Bir dergi bile çıkardık. Lakin gelin görün ki ben her Blogger kontrol paneline girdiğimde yönetilecek yorum sayısı "0" oluyor. Koca bir "0" hemde!
Şimdi gidiyorum. Geldiğim de bu yazıya 10 yorum istiyorum. Sadece 10 yorum! O yorumlarda da içinizden ne gelirse onu yazmanızı istiyorum. Geldiğimde 10 yorum bulamaz isem karşımda. NDK'yı bırakıyorum. Bırakırsan bırak bize ne, diyebilirsiniz. Aman ne olur bırakma sen gidersen biz n'parız (!) da diyebilirsiniz. Ama kararımı verdim. Tamam mı? Devam mı? Süreç başlasın!
Okuyun, Okutun...
NDK Röportaj Dergisi
Not Düştüm Karanlığa blogumuzunda yayımlanan röportajlardan derlenen NDK Röportaj dergimizin ilk sayısı çıktı. Okumak için görsele veya buraya tıklayabilirisniz. Dergimizi blogunuzda tanıtırsanız ikinci sayımızda sizler için bir güzellik düşünürüz.
Not Düştüğüm Bloglar
bunu o on yorum içinde sayma sakın.. iki ay bloggerlık için çok kısa bir zaman bence.. öncelikle şunun farkında olmalısınız ki hitap ettiğiniz kesim çok farklı.. o yüzden yorumlar ile başarınızı ölçmek yerine analistic gibi verileri alabileceğiniz programlardan NDK ya ait verileri değerlendirmeni nacizane tavsiyem.. Türk milleti ne kadar cesur olarak anılsa da iş bireyselliğe geldiğinde bu cesraetten eser kalmaz,kaldı ki yazılarınıza yorum bırakmak da bir nevi cesaret ister çünkü iyi kötü normalde bir çok bloggerın kendi bloglarında paylaşmadıkları duygu ve düşünceler onlar..
YanıtlaSilKaldı ki NDK niye kuruldu? Niye bu kadar emek harcandı? 2000 izleyicisi olan "moda" blogları bile yeri geliyor yorum almıyorlar ki biliyorsunuz, kadınların çenesi düşüktür! :)
Yani demem o ki, sadece kendinizi tatmin etmek için yazın.. Yazın,yazın.. Elbet bir gün harika toplu bir geri dönüş olacaktır!
suç şablonda bence, beyaz olmalı şablon:))
YanıtlaSilbu benim fikrim tabi....
aydınlık olmalı aydınlık notlar düşenin blogu..
karanlığı karanlığa gömmeli:)
gitmemeli bence karanlık güneş...çünkü aydınlığa ışık tutan blogların sayısı o kadar azaldı kii...güzel işler yapanları, pek göremez olduk artık blog dünyasında...karanlığa yakılan bir ışığın daha sönmesi....yok yok..kalmalısın bence vazgeç bu fikrinden...vazgeç!...herşey yorum demek değil...
aslında bir hayal blogçuluk ülkemizde. bildiğim kadarıyla 2000li yılların başında amerika ve avrupa'da popüler olmuştu blog yazarlığı. tabii her şeyin geç geldiği gibi blogçuluk da geç geldi ülkemize. blogların ülkemizde iş yapması okuma oranına baktığımızda bir mucize aslında. yani yazılarına bırak 10 yorumu 1 yorum dahi geliyorsa şanslı hissediyor insan.
YanıtlaSilbir de içerik meselesi var tabii. okuma oranı bu denli düşükken, sanat, estetik, felsefe, edebiyat gibi insanımızın hiç de barışık olamadığı meseleler ile bu işi yapmak çok daha zor. pornografik ya da kendi cinsel yaşamını ön planda tutan blogların takip oranının çok daha fazla olduğunu görüyoruz.
bütün bunlara rağmen yazmayı kendisine görev bilmiş, yazma ihtiyacı olan bir insanın bu kadar kolay pes etmemesi gerekir. keza zamanında ahmet haşim'in, orhan veli'nin, attila ilhan'ın,cemal süreya'nın.... okunmadığını biliyoruz. ya da küçük bir kesimce takip edildiklerini amaç okunmak değil de iç boşaltmak olmalı
sevgiyle
Bence çok çabuk pes ettin..
YanıtlaSilyorum olmaması demek okunmuyorsunuz demek değil ki
YanıtlaSilüzmeyin kendinizi
sevgiler...
Hadi bu birinci yorum olsun :) Bence bırakma. Başkaları için değil kendin için devam et yazmaya. Ben öyle yapıyorum :)
YanıtlaSilçok saçma yorum yorum demen .bak birisi gezinirken yazma ihtiyacı hısseder çok güzel bi sayfabeyendim bence yazmalısınız . keşke bende düşündüklerimi yazabilsem bu lutuf herkezde yok olan yazmalıı :)) ama yorum istemen çok içten olmuş :)
YanıtlaSil