29 Mart 2010 Pazartesi

Röportaj: AltınKlavye Organizatörü Yılmaz Barış

Geçenlerde not düşmüştüm AltınKlavye Blog Ödülleri'ne katıldım diye. Şimdi ise AltınKlavye'yi organize eden üç kişiden biri olan Yılmaz Barış ile mini bir röportajımızı yayımlıyorum. Kendisi katılımın azlığından ve desteğin yokluğundan dem vuruyor. Not Düştüm Karanlığa okuyucuları katılmadıysa hemen katılsın derim ben...

Bu yıl AltınKlavye isimli bir blog ödülleri etkinliği düzenliyorsunuz. Bu BÖ!'ye bir başkaldırı mı?

Bir bakımdan öyle, bu blogcuların reklam pazarında sadece bir müşteri, bir para kazanma amacı olarak görülmesine, blogculara $ işareti olarak bakılmasına karşı bir başkaldırı. Sonuçta bende bir blogcuyum ve 5 yıldır blogluyorum. Fakat ne blogculuğa başlamamda ne de devam etmem de parayı bir sebep olarak görmedim.
Kimileri sesi daha fazla duyulsun diye, kimileri farklı kişiler duysun diye, kimileri içinde kalmasın diye, kimileri aşkı, eşi, işi, hobisi için bloglar... Ama hiçbiri markaların ürünlerini pazarlamasına alet olma amacı ile bu işi yapmaz!

Yanlış anlaşılmasın, reklamcılara ve ya markalara karşı değilim. Blogcularla marketing ve reklam sektörü arasında bir işbirliği olması durumu, internetin en büyük iletişim aracı olduğu için kaçınılmazdır da. Ama bu işbirliğinde blogcuların bir taraftan çok, araç olarak görülmesine karşıyım. Sanki blogcuların görevi markaların ürünleri hakkında tanıtım yazıları yazmak, onlara bir reklam pazarı hazırlamakmış mantalitesiyle pek çok yazı yazıldı geçen yıldan sonra. Bizler blogcuyuz ve bu işi sevdiğimiz için istediğimiz için yapıyoruz.

Bu durumdan rahatsızdım ve bir adım atmak istedim. Pek çok blogcu tarafından ortaklaşa düzenlenmesi amacıyla Altın Fare ile bir başlangıç adımı attım ve destek aradım. Sedece kişisel kategoride düzenlemek amacı ile başladığın Altın Fare'de 200 civarı bir başvuru oldu ama başta tasarım olmak üzere çok eleştri aldım ve ciddi bir destek de bulamadım. Ve baştan düzenlemeye karar verdim

AltınKlavye Blog Ödülleri neyi amaçlıyor? Hedeflerine ne kadar ulaştı?
Bloglama ile daha çok alakalı olduğu için bu sefer Altın Klavye olarak düzenlemeye karar verdik. Ama gene destek konusunda sıkıntı oldu ve organizasyonu tanıtamadık. Ben iyi yaparım diyenlerin sesleri kesildi. Şu anda ben, Ahmet ve Recep üçümüz kaldık. Başvuru formunu üç panele ayırıp herkese bir grup verdik ama Recep arkadaşımızın yönettiği kategorilere başvuru sayısı komik rakamlarda şu anda...
Organizasyonu destekleyen herhangi bir marka ve ya başka bir kuruluş yok. Ahmet arkadaşımız kendi çıkardığı e-dergi yapımlarına Karbon Medya diyor. (Karbonizma.net)

AltınKlavye önümüzdeki yıl da yapılacak mı? İlerleyen dönemlerde Bö!'ye ciddi bir rakip olacak mısınız?
Altın Klavye sürekli olarak yapılacak. İlerleyen yıllarda ise çok daha güzel olacak. Özellikle tasarımda çok daha özenli olunacak ve hazırlıklara birkaç ay evvelden başlanacak.

Son olarak NotDüştümKaranlığa isimli blogumun dereceye girme ihtimali yüzde kaç?
Benim için tasarımdan çok kalem önemlidir, blogculukda... Tasarım da önemlidir ama ben blogculuğa içerik açısından bakarım. Ki özgün olan hiçbir blog gözümde kötü yapılmış değildir. Sende eğer birinci turda başarılı olursan, dereceye girip girmeyeceğine diğer blogcu arkadaşlar karar verecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder