Felsefe ile içli dışlı olanların üzerinde çok durguğu bir meseledir birazdan bahsini edeceğim konu. Varlıklara verilen isimler varlıkları ne ölçüde karşılar? Felsefenin en popüler sorularından olmakla birlikte bu popülerlik ona bir şey kazandırmaz... Çünkü "popüler" kelimesi Felsefe'nin bu soruyu özüne alarak edindiği konumu tam manası ile ifade etmez.
Evet, varlıklara verdiğimiz isimlerin, onları ne ölçüde karşıladığı önemli bir mevzudur. Üzerine şiir, deneme, makale, tez hatta kitap yazılır...
Durum birazda insan beyninin algılayışı ile ilgili bir mevzu. Mesela kırmızı renkli bir kaleme, Etimoloji'de "mor" denseydi ve bu kelime nesilden nesile aktarılıp farklı dillerde bu şekilde söylenseydi biz şu an "kırmızı" dediğimiz kaleme "mor" adını verecektik. Ve "mor" dendiğinde aklımızda kırmızı rengi oluşacaktı.
Elbette ki bu mevzuda sadece Etimoloji'nin sözü geçmez. Psikoloji, (bence) bu konuda daha önemli rol oynar. Önyargı dediğimiz hadise, her birimizin olaylara farklı açıdan bakabiliyor olması, algıda seçicilik durumu, farkındalık meselesi bu mevzuda etken diğer unsurlardır.
Türkler dünya üzerinde en fazla çay tüketen millet olma özelliği taşır. Bu nedenle şeker tüketimi de fazladır. Şeker, piyasada iki şekilde mevcuttur: Toz şeker ve Küp şeker.
Bizler her gün çayımıza attığımız ve ismine de "küp"dediğimiz o şekerin küp olup olmadığını sorgulamadan küp deriz. Halbuki küp değil dikdörtgenler prizmasıdır. Psikoloji-1-0-Etimoloji.
Bu sanırım peçeteye kağıt mendil demek gibi bir şey. Ya da her peçeteye SELPAK demek gibi:D Klorak da öyle bir şey mesela. Ben küçükken Klorak ile Çamaşır Suyunun farklı şeyler olduğunu sanırdım. Meğer Klorak İzmir'de Çamaşır Suyu markasıymış:D
YanıtlaSil